Göğsüme,
bebeğim, sokul:
Doğum — günlere
düşmektir.
Bulutların ardındaki
hiçbir yer kayalarından,
Bebeğim,
Nasıl düştün
böyle aşağılara!
Bir ruhtun
sen, şimdi tozsun.
Ağla,
bebeğim, onlar ve bizim için:
Doğum —
zamana düşüştür!
Ağla,
küçüğüm, bundan böyle ve yeniden:
Ölüm — kana
düşüştür,
Ve toza,
Ve zamana…
Mucizelerinin
şafağı nerede?
Ağla,
küçüğüm: Doğum ağırlaştırır!
Cömertliğinin
madenleri nerede?
Ağla,
küçüğüm: Doğum hesaba,
Ve kana,
Ve tere…
Ama
kalkarsın! Dünyada ölüm denilen şey
Gök kubbeye
düşüştür.
Ama
görürsün! Aralanışı
Göz kapaklarının
— ışığa doğuştur.
Şimdiden —
Ebediyete.
Ölüm,
küçüğüm, uyumak değil kalkmaktır.
Uyumak
değil, gerisin geriye.
Yüzerek,
küçüğüm! Basamak artık
Geride…
— Ayaklan güne.
17 Mayıs 1923
Bu kadar yoğun bir duyguyu bu kadar az kelimeyle bu kadar rahat anlatmak....
YanıtlaSilÜst düzey bir şairde olur ancak. Hikayenizi okudum. Çeviri bir metin okuduğumu hissettirmeyen çevirmenlerim arasına sizi de aldım. Nice güzel çalışmalar diliyorum.