Nâlmes tüm çocuklar gibi uzaylısı dünyanın. Anlam veremiyor olup bitene: Yemişin içinden çıkan çekirdeğe, döne döne delikte kaybolan suya, tekrarın lezzetine, gözyaşının dinlendiriciliğine, dünyanın bitimsizliğine... Hem o kadar habersiz ki her şeyden, bu hali içine dokunuyor insanın - bize güvenip de tüm masumiyetiyle şu hayata geldiği için mahcup oluyor insan ona karşı. Ama o öyle düşünmüyor, beğeniyor başkentin çirkin binalarını, iç içe geçmiş zevksiz apartmanları, bıkkın köpeklerin ıslak burunlarını, birdenbire tepelere çöküveren sisi -sise kum diyor nedense- kepçelerin toprağı kaldırıp atışını, sinemaların esrarengiz ışıklarını ve koca koca caddelerden akan insanları ilginç, havalı ve ürkütücü buluyor. Atatürk Bulvarındayız. Birdenbire durup gerisin geri dönüyor ve başlıyor koşmaya - belki garip geliyor ona tüm bu insanları geride bırakıp gitme fikri.
Ben uykudan da derin bir yer varsa şayet, oraya gömülmek
isterken sabahları, o üzerindeki rüya kırıntılarını silkiveriyor, hamarat ve
neşeli başlıyor güne. Paçamdan tutup çekiyor beni soğuk suyundan karanlık
okyanusun - az önce dev bir balığın dişlerini enseme geçirdiği ve o balığın
aslında basit bir şeyin üzüntüsü olduğu. Küçük bedeniyle nasıl çekiyor beni
öyle... yan yana oturup çoraplarımızı giyiyoruz. “O kadar çok saçmalık yaşadım
ki ahbap,” diye anlatmak istiyorum ona bazen, ama bunu erteliyorum şimdilik.
Yemeğin kıymetini biliyor, gülümsüyor lokmasını çiğnerken,
günün getirdiklerini teker teker alıyor - önce bir zeytin, sonra tozlu kilimin
üzerinde eski minder, plastik bebek, biraz güneş saçında ve mandalina kokusu
nefesinde.
Ne kadar çok kelime bildiğimizi dinleyip gıptayla bakıyor
yüzlerimize. O da kendi uydurduğu kelimeleri sıralıyor - vakur bir ifade
oluyor yüzünde o zaman, daha önce de bahsettiği bir olaya dair haberler
verirmiş gibi. Çok hevesli değil ama yine de ümitliymiş gibi. Bu işleri o da
bilirmiş ama bilgisiyle kimseyi daraltmazmış gibi. İnce. Peki diyorum, öyle
olsun. Öğret bize unuttuklarımızı ve söyle hiç bilmediklerimizi...
Yorumlar
Yorum Gönder